Örnek Reçeteler
Örnek
Reçeteler – Yasal Uyarı!
Değerli
arkadaşlar ”Örnek Reçeteler” isimli bir başlık altında hekimlik hayatınızda en
çok karşılaşabileceğiniz hastalıkların acil ve poliklinik tedavilerinde
kullanılabilecek örnek bazı reçeteler yayınladık. Bu reçeteler tamamen öğrenci
eksenli olup pratik tedaviler sunmaktadır. Bu reçetelerin sadece birer örnek
olması ve literatürsel araştırmalar sonucu yapılmamış olmasından dolayı hatalı
ve eksik bilgiler içermesi olağandır. Doktorlar tarafından tedavilerde tek
ölçüt olarak kullanılmaması ve böyle kullanımlardan doğacak sorunların ”bu
uyarının yapılmasından” dolayı tamamen doktorlara ait olduğu önemli bir
uyarıdır. Ayrıca hastalar tarafından bir doktor kontrolünde olmadan buradaki
reçetelerin kendi istekleri ile kullanılmasından doğacak sorunlar yine kendilerine
aittir, zira doktor kontrolü olmadan yapılan işlemden hastanın kendisi
sorumludur.
Herkese
sağlıklı bir ömür dilerim.
ACİL
DURUMLAR
Hasta
hemen uzandırılır, ayakları havaya kaldırılır. Hayat kurtarıcı ilaç
adrenalindir. Hemen yapılmalıdır. Alerjiyi azaltmak için antihistaminik de
hemen yapılır. Ve geç reaksiyonların oluşmasını engellemek için de steroid
yapılır.
Erişkin:
1.
1 amp adrenalin (SC) à 0,5 mg
2.
1 amp avil (IM)
3.
1 amp dekort (IV)
4.
1000 cc SF à 1 saatte gidecek, TA>100
mmHg olmalı (sistolik)
5.
Oksijen
6.
Hasta düzeldikten sonra 5 gün daha oral
avil kullanacak à avil tb 1×1 (5 gün)
Çocuk:
1.
½ amp adrenalin (SC) à 0,25 mg
2.
½ amp avil (IM) à 0,25 mg/kg
3.
½ amp dekort (IV) à 5 mg/kg
4.
500 cc SF à 1 saatte gidecek, TA> 50
mmHg olmalı (sistolik)
5.
Oksijen
6.
Hasta düzeldikten sonra 5 gün daha oral
avil kullanacak à avil şurup 1 mg/kg (yemekten sonra) (5 gün)
Adrenalin
dozu hasta düzelmezse 15 dk’da bir tekrarlanabilir. Gerekli şartlarda CPR
yapılmalıdır. Eğer sadece çok hafif bulgular varsa yani hastada alerji
belirtilerinden kaşıntı vb varsa adrenaline hemen gerek yoktur, sadece avil
dekort yapılır. Hasta gözlenir, belirtiler ilerler ve hastanın genel durumu
biraz daha kötüleşirse adrenalin yapılır.
Her türlü
yiyeceğe ve ilaca karşı anafilaksi gelişebilir. En ufak bir ağrı kesiciye, kas
gevşeticiye, hatta anafilaksiyi engellemek için yapılan ilaçlara karşı da
gelişebilir. Bu nedenle en azından tüm enjeksiyonlar gözümüzün önünde yapılmalı
ve hastalar acil servisten en az yarım saat sonra gönderilmelidir. Bu sırada da
boğazında kaşıntı, vücudunda kaşıntı ve kabarmalar, dudaklarda şişlik, nefes
almada güçlük olursa hemen anafilaksi tedavisine başlanmalıdır.
MI
benzeri göğüs ağrısı olur. MI’dan farkı ağrısnın 15 dk’dan kısa sürmesidir.
Daha uzunsa MI gibi düşünülüp tedavi edilmeli.
Anjina
olduğundan emin olunduğunda;
1.
İsordil 5 mg dilaltı tb verilir. (bir
seferde en fazla 3 tb, bir günde en fazla 9 tb) hastanın tansiyonu düşükse
verilmez.
2.
300 mg aspirin
3.
Oksijen verilir.
4.
Hasta düzeldikten sonra kardiyoloji
polikliniğine sevk edilmelidir.
İsordil
tansiyonu çok düşürebilir, dikkat edilmelidir. Düşük tansiyonda verilmemelidir.
Akciğerde
ral duyulur, solunum sıkıntısı olur. Tansiyon düşer. Hasta oturtulur.
1.
100 cc SF içine 2 amp desal koy, yaptır.
Yavaş infüzyon ile.
2.
Kapril 25 mg tb ver
3.
Tansiyonu düşük değilse morfin amp IV
yaptır.
4.
Oksijen ver.
5.
Sevk et.
Akut
batından emin olunduğunda yani defans, rebound, ani başlangıçlı çok şiddetli
karın ağrısı varsa;
1.
Oral alımı kes.
2.
Damaryolu açarak 1000 cc SF tak. (
çocukta 500 cc 1/3 izomix)
3.
Ağrı kesici yapma. Sevk edilecek hekimi
yanıltır.
4.
Hemogram, biyokimya, CRP, sedimantasyon
iste.
5.
TİT, ADBG, PAAC ve gebelik testi (bHCG)
iste.
6.
Eğer yukardaki bulgular olmadan, yavaş
başlangıçlı ağrı, kostovertebral açı hassasiyeti, TİT’te eritrosit, grafide taş
varsa renal kolik ihtimali yüksektir. Bu durumda 100 cc SF içine 1 amp buscopan
koyup IV olarak ver. Ağrısı devam ederse 1 amp dikloron (IM) yaptır. Ateşi varsa
idrar yolu enfeksiyonu olma ihtimali nedeniyle antibiyotik ver. Şu reçeteyi
yazılabilir:
– Zinnat
500 mg tb 2×1
–
Buscopan tb 3×1
– Parol
tb 3×1
Bu
hastalarda şiddetli sırt ağrısı, hipotansiyon, parapleji görülebilir.
Sağ kol
ile sol kol arasında 20 mmHg’dan daha fazla tansiyon farkı varsa
şüphelenilmelidir.
1.
Hemen vitalleri kontrol edilerek stabil
hale getirilmelidir.
2.
Entübasyona hazır olunmalıdır.
3.
Transfüzyon için kan hazırlanmalı, kan
yoksa SF takılmalı ve hemen sevk edilmelidir.
Bu
hastalarda MI olduğu sanılabilir. Fakat EKG’de MI bulguları olmaz. Hastada
sorun olmadığı sanılarak bekletilmemelidir hemen sevk edilmelidir.
1.
Hemen ventolin + pulmicort verilir.
2.
Oksijen verilir (2 L/ dk)
3.
Düzelme olmazsa ventolin 20 dk sonra
tekrarlanabilir. En fazla üç doz tekrarlanabilir. Daha fazla verilmez çünkü
fazlası ters etki yaparak solunum sıkıntısını arttırabilir.
4.
Hastanın solunum sıkıntısı düzeldikten
sonra pürülans enfeksiyon bulguları varsa antibiyotik verilerek taburcu edilir.
§
Tipikse: Zinnat
500 mg tb 2×1 (10gün)
§
Atipikse: moxitec 400 mg tb 1×1 (5 gün)
Solunum
sıkıntısı başka sebeplere de bağlı olabilir. Mesela pulmoner emboli olabilir.
Veya anemi nedeniyle olabilir. Bu durumlarda ventolin pulmicort ile hasta
rahatlamaz. Dikkat edilmelidir. Her hastada EKG görülmesi iyi olur.
(Örnek;
solunum sıkıntısıyla bir hasta geldi. Ventolin pulmicort oksijen verdik ve
nerdeyse hiç rahatlamadı. Sonra hemogram istedim her ihtimale karşı. Hastanın
hemoglobini 6,1 geldi. Yani solunum sıkıntısı anemi nedeniyleymiş. Ve
sorguladığımda birkaç gündür vaginal kanaması olduğunu söyledi. Derin anemi
tanısıyla hastayı sevk ettim. Yani anemi de akılda tutulmalı.)
Hastada
enfeksiyondan şüpheleniliyorsa ki çoğu alevlenmenin sebebi zaten enfeksiyondur,
ya prednol yapmayın ya da antibiyotik de ekleyerek verin. Çünkü tek başına
steroid bağışıklığı zayıflatır. Sefalosporin grubundan bir IV antibiyotik SF’e
eklenebilir. Bu sırada IV verilen ilaçlara karşı anafilaksi gelişebilir,
özellikle antibiyotik eklenecekse hasta yakından gözlenmelidir.”
Erişkin:
1 amp
dikloron (IM)
Çocuk:
5 yaş
altında: paranox fitil ver. Veya calpol ve
pedifen ver.
5 yaş
üstünde: calpol ve pedifen ver. Mümkünse
Ilık duş ile periferik soğutma yaptır (soğuk duş değil kesinlikle.
Vazokonstriksiyonla ateşin düşmesini daha çok engeller.)
Parasetamol
(calpol) 1 ölçekte 120 mg var. 10-15 mg/kg/doz verilir her dozda. Pratik hesap
olarak: her 10 kilo için 1 ölçek ver. Yani mesela 15 kg bi çocuğa 1,5 ölçek
ver)
İbuprofen
(pedifen) 1 ölçekte 100 mg var. 5-10 mg/kg/doz verilir her dozda. Pratik hesap
olarak: her 10 kilo için 1 ölçek ver. Yani mesela 15 kg bi çocuğa 1,5 ölçek
ver)
Ateşle
gelen çocuk ateşi düşürülmeden eve gönderilmemelidir.
Calpol’ün
calpol-6-plus şeklinde olanı da var. Bunda bir ölçekte 250 mg parasetamol var.
Yani 20 kg çocuğa 1 ölçek verilmelidir. Ateş düşürmek için novalgine ilçelerde
çok tercih ediliyor. Gerçekten de çok etkili ve hastalar çok rahatlıyor. Ama
ciddi yan etki ihtimali var. Bu nedenle kullanılmamalı.
1.
5 dk boyunca elle bastırsın. Ve öne
eğilsin.
2.
TA ölç.
3.
Kanama çoksa ve önceden kanama öyküsü
varsa kanama zamanı, PZ, APTZ bak..
4.
Durmazsa dekonjestanlı (jetokain) tampon
koy. Tampon 1-2 gün kalabilir. Fakat enfekte olmasın diye antibiyotik ekle:
Amoksina 500 mg tb 3×1 (7 gün)
Nabzın
60‘ın altında olmasıdır.
2 mg
atropin’i 10 cc’ye sulandırılarak 1 dakikada gidecek şekilde yavaş yavaş IV
olarak verilir. Hastanın nabzı takip edilmelidir.
(2 mg’dan
daha az ya da daha fazla atropin verilmemelidir, ters etki yaparak nabzın daha
da düşmesine sebep olabilir. Kullanılacak doz tek seferde 2 mg’dır)
1 amp
dikloron yaptır. Bulantısı varsa 1 amp dramamine ekle.
Reçete
olarak:
Majezik
tb 2×1, Dramamine tb 2×1. Ülser öyküsü varsa parol ve dramamine ver.
Şu
durumlarda hasta hemen sevk edilmelidir:
Ateş,
ense sertliği varsa, konvülziyon varsa, bilinç bulanıklığı varsa, görme
bozukluğu varsa, nörolojik bulgu varsa, travma sonucu oluşmuşsa ve rinore otore
bulantı eklenmişse, ani başlangıçlı ise, 1 haftadan uzun sürmüşse, gittikçe
artmış ve karakteri değişmişse, öksürükle artıyorsa (kibas olabilir), 1 aylık
tedaviye rağmen düzelmiyorsa.
1.
Ventolin verilir. (2 yaş altında
verilmez)
2.
500 cc SF içine 1 mg/kg prednol
katılarak verilir.
3.
Oksijen verilir.
4.
Ateş vb enfeksiyon bulgusu varsa 6 yaş
üstüne Amoklavin 400 mg süsp 2×1, 6 yaş altına Amoklavin 200 mg süsp 2×1 reçete
edilir. Calpol ile pedifeni dönüşümlü kullanması söylenir. Çocuk polikliniğine
yönlendirilir.
Öncelikle
allerji olup olmadığından emin olunmalıdır. İlaç öyküsü veya böcek sokması olup
olmadığı sorulmalıdır. İlaca bağlı olduğu düşünülüyorsa ilaç kesilmeli ve
yarımşar amp avil + dekort yapılmalı ve oral avil yazılarak gönderilmelidir.
Kızamık kızamıkçık vb gibi viral hastalıklar düşünülüyorsa ateş kontrolü
dışında verilecek tedavi yoktur. Hastada scabies (uyuz) da olabileceği akla
gelmelidir. Çevrede benzer öykü varlığı, daha çok gece kaşıntının olması,
parmak aralarında genital bölgede kaşıntı varlığı ihtimali arttıran
bulgulardır. Uyuz tedavisi verilmelidir.
Kwellada
losyon:
Temiz
deriye boyundan aşağıya tüm vücuda sürülür, 10 saat sonra yıkanılır, 1 hafta
sonra tekrarlanır.
>12
yaş: 30 ml, 6-12 yaş: 15 ml, 1-5 yaş: 7,5 ml, 1 yaş altı: 3,75 ml
1.
İlk 1 saatte gidecek şekilde yetişkin
için 1000 cc SF tak, çocuk için 10 cc / kg SF tak. Bir saat boyunca insülin
vermeden önce sadece SF ver.
2.
Bir saat sonunda şekeri ölç ve 0,1
Ü/kg/sa dozunda insulini hesapla. Bunu 4 le çarp (4 saatlik solüsyon hazırlamak
için. 4 satten fazla olursa insulin şişeye yapışır. Yani insulin solusyonları 4
saatte bir yeniden hazırlanmalıdır. ) hesaplanan insulini o kadarlık SF içine
koy (yani örn olarak 12 Ü insulin hesaplandıysa bunu 120 cc SF içine koy.. 25 Ü
ise 250 cc SF gibi…) ayrı koldan hastaya ver. Hazırlanan solüsyonu 4 saatte
gidecek hızda ayarla ve 4 saat sonra gerekirse yeni bir solüsyon hazırla.
3.
Saatlik şeker takibi yap. Şekerin saatte
50 – 75 mg kadar düşmesi gerekiyor. Daha hızlı düşerse iyi değil.
4.
Sonda takarak saatlik idrar takibi yap.
5.
Şeker <250 olunca satte 100 ml
gidecek şekilde %5 dekstroz tak
6.
Aynı zamanda 20-40 mEq KCl infüzyonu yap
(hastayı monitorize ederek)
7.
pH < 7.1 olmadıkça bikarbonat
verilmez. 7.1 olursa 1 amp bikarbonat, 7.0 olursa 2 amp bikarbonat ver.
8.
Parenteral antibiyotik ver.
İlçe
hastanesinde diabetik ketoasidozdan şüphelenilen hastalara sadece 1000 cc SF
takılarak hemen sevk edilmelidir. İnsülin yapılmamalıdır. Diğer tedaviler daha
ileri bir merkezde yapılmalıdır. Çocuk ise 10ml/kg olarak SF takılmalıdır.
Nörolojik
muayenesini yap. Aileyi tanıyıp tanımadığını, uykuya eğilimini sorgula. Bulantı
kusma sorgula. eğer normalse 6-8 saat gözle. 6 saat sonunda sorun olmazsa
aileye 24 saat aynı şekilde gözlemesini söyleyerek taburcu et.
Bulantı-kusma-uykuya eğilim-nörolojik bozukluk olursa damaryolu açarak entübe
edilebilecek şartlarda hemen sevk et.
1.
Yan yatırarak aspire etmesini engelle,
kasılırken kolları bacakları tutma, açmaya çalışma, bir yerlere çarpmasını
engelle.
2.
%100 oksijen ver.
3.
5 yaş altı: tek dozda max 5 mg rektal diazem yap. Düzelmezse 5 dk sonra tekrar 5
mg olabilir. Yine durmazsa 1 mg dormicum’u 10 cc’ye sulandırarak yavaş olarak
IV yap.
4.
5 yaş üstü: tek dozda max 10 mg rektal diazem yap. Geçmezse 2 mg dormicumu yine
sulandırarak yap.
5.
Basit FK ise ateşini düşürüp enfeksiyon
odağını bularak antibiyotik vererek 12 saat gözledikten sonra gönder. Basit
FK’da kızlarda 2. nöbete kadar, erkeklerde 3. nöbete kadar beklenir. Bunlardan
daha fazla olursa profilaksi alması gerekir, bunun için sevk et. (basit FK: 15
dk’dan kısa süren, gün içinde sadece bir kez olan, jeneralize yani tüm vücutta
kasılmaların olduğu nöbet)
6.
Komplike FK ise sevk edilmelidir
(komplike FK: 15 dk’dan uzun, gün içinde tekrarlayan, fokal)
1
yaşından küçük tüm bebekler, nörolojik bulgunun bulunduğu tüm çocuklar, nöbet
sırasında ateş yüksekliği olmayan çocuklar, son 18 ayda FK öyküsü olan,
komplike FK olan çocuklar mutlaka sevk edilmeli.
Treitz
ligamanının üstünden kaynaklanan kanamalar üst GİS kanaması , altında kalan
kanamalar alt GİS kanaması olarak adlandırılır. Kanamalarda önemli olan bu
kanamanın hastanın hemodinamik durumunu bozup bozmadığıdır. Eğer hastada volüm
açığı meydana getirmişse yani tansiyonda nabızda değişime sebep olmuşsa, baş
dönmesi, göz kararması, ellerde ayaklarda soğuma, ortostatik hipotansiyon
olmuşsa, iki tane büyük damar yolu açılır ve 1000 cc ringer laktat veya kolloid
takılır. Foley sonda da takılır, üst GİS kanaması ise nazogastrik sonda
takılır, mide oda sıcaklığında SF ile yıkanır (NG sonda takılırken sorun
yaşandıysa bu basamak ihmal edilebilir, amacı tanıyı kesinleştirmektir) ve en
kısa zamanda tam kan veya eritrosit süspansiyonu takılabilecek bir merkeze sevk
edilmelidir.
Eğer
hastadaki kanama rektal kanama ise ve kanamanın rengi eğer kırmızı yani taze
kan ise (hematokezya) ve damla damla ise büyük ihtimalle hemoroiddir, gerekli
tedavi verilir. Miktarı fazlaysa ringer laktat veya kolloid takılarak hasta
sevk edilir. Kan koyu renkte ise yani melena ise kanama GİS’in üst
kısımlarından gelmiş ve sindirilmiş demektir, melena çok koyu renkli ve çok
kötü kokuludur. Hasta ringer laktat takılarak üst merkeze sevk edilir.
Yalancı
melena:
Demir,
bizmut, organik kömür melena görünümüne yol açar.
1.
Pilosed damla 4×1 (5 dk ara ile)
2.
Diazomid 250 mg tb 4×1
3.
Hemen göz hekimine sevk
Eğer
hastada anemiye ve volüm kaybına sebep olmamışsa acil serviste acil tedaviye
gerek yoktur. Taş nedeniyle olmuşsa ağrı kesici, enfeksiyon nedeniyleyse
antibiyotik verilerek gönderilir.
Hematüride
ayırıcı tanıda yardımcı olacak belirti ve bulgular:
1.
Hematüri yanında idrar sıklığında artma
ve idrar yaparken yanma (disüri) sıklıkla idrar yolu enfeksiyonu varlığını
düşündürür. Piyüri ile birlikte hematüri bulunduğunda daha çok üriner sistem
enfeksiyonu akla gelir.
2.
İdrar yapmaya başlamada zorluk olması
(hesitancy), idrar akımının yetersiz, zayıf olması, idrarın damla damla gelmesi
(dribbling) bir taş, tümör veya büyümüş bir prostat aracılığı ile mesane
çıkışının obstrüksiyonunu akla getirir.
3.
Yan ağrısı yakınmasının varlığında eğer
kolik şeklindeki bu ağrı kasıklara ve uyluğa doğru yayılıyorsa sıklıkla
üreteral bir taş veya üreter içerisinde pıhtı olabilir.
4.
Bilateral, yanlarda, bazen karın sağ ve
sol üst ve orta kadranda da hissedilebilen ağrı akut glomerülonefrit, renal
infarktüs, renal ven trombozu gibi durumlarda da hematüri ile birlikte
oluşabilir.
5.
Hematüri yanında artralji, artirit,
ciltte döküntü gibi yakınma ve bulguların olması Henoch-Schonlein purpurası SLE
ve sistemik vaskülitler gibi hastalıkları düşündürür.
6.
Hematüri öncesinde kanlı ishal ile
seyreden bir hastalığın geçirilmiş olması hemolitik üremik sendromu akla
getirir.
7.
Makroskopik hematürinin ortaya
çıkmasından yaklaşık 2 hafta önce boğaz ağrısı, akut üst solunum yolu
enfeksiyonu veya cilt enfeksiyonu gibi bir rahatsızlığın geçirilmiş olduğunun
öğrenilmesi poststreptokoksik glomerülonefrit varlığını akla getirir.
8.
Hematürisi olan bir olguda işitme
kaybının olması, ailede hematüri, böbrek yetmezliği, sağırlık gibi özelliklerin
bulunması Alport sendromunu düşündürür.
9.
Ekzersiz gibi ağır fiziksel aktivite
sonrası ortaya çıkan geçici (24-48 saat) hematürilerin olabileceği hatırlanarak
anamnezde bu durum sorgulanmalıdır.
10. Nefrolitiyazisin ailesel özellik göstermesi nedeni ile ailede böbrek taşı
hikâyesinin varlığı hematürik olgularda sorgulanmalıdır.
11. Hematürinin özellikle hastanın sağ veya sol yanının belirli bir travmaya
maruz kalmasından sonra ortaya çıkması böbrekte arteriovenöz malformasyon gibi
doğumsal vasküler anomalilerin varlığını hatırlatmalıdır.
12. Tropikal bölgelere seyehat sonrası hematüri gelişmesi mesanenin Shistosoma
haematobium enfeksiyonunu akla getirir.
13. Persistan mikrohematürisi olan bir olguda zaman zaman ataklar şeklinde
makroskopik hematürinin görülmesi ön planda glomerüler hastalığı düşündürürken,
devamlı veya intermittant asemptomatik mikrohematüri bulunan veya gros hematüri
atakları dışında hematürisi olmayan olgularda glomerüler bir patoloji olasılığı
daha azdır. Özellikle IgA nefropatisinde hafif bir üst solunum yolu enfeksiyonu
ile makroskopik bir hematüri atağının gelişmesi sık karşılaşılan
durumlardandır. Kahverengi veya kola renginde bir hematürik idrar orijin olarak
böbrekleri akla getirirken pembe veya kırmızı renkli bir idrar öncelikle böbrek
dışı nedenleri düşündürür. Hematüriye eşlik eden proteinüri varlığında
glomerüler hastalık düşünülür. Proteinüri gibi eritrosit silendirlerinin de
varlığı glomerüler orijinli hematüriler lehinedir, ancak eritrosit
silendirlerini ortaya koymak her zaman kolay olmamaktadır.
14. Dismorfik eritrositlerin varlığı renal parenkimal hastalık, yokluğu ise
ekstra renal kaynaklı hematürileriler lehine değerlendirilmektedir.
İkinci
basamakta ayırıcı tanı yapılarak hastanın hematürisinin glomerüler mi yoksa
nonglomerüler mi olduğuna karar verilir. Glomerüler hastalıkların tanısını
koymak için bazı serolojik testlerden yararlanılmakla birlikte en değerli test
böbrek biyopsisidir. Nonglomerüler hematürilerin nedenini ortaya koyarken idrar
kültürü, IVP, renal ultrason, renal anjiografi, kanama diatezi testleri,
hemoglobin elektroforezi, sistoskopi, günlük idrarda kalsiyum, ürik asit tayini
ve idrar sitolojisi gibi testler yapılır.
Tansiyonu
yükselen hastanın başağrısı, bulantı kusması, görme bozukluğu, göğüs ağrısı,
dispnesi, bilinç bulanıklığı olabilir.
<140/90
ise normal
>140/90
ise önce 25 mg kapril ver. Hasta böylece bir kaç kez miksiyon ihtiyacı
hisseder. Yarım saat sonra tansiyona bak. Düşmezse tekrar 25 mg kapril ver.
Yine düşmezse 1 amp lasix yap. Yine düşmezse 1 adet nidilat kapsülü açarak
ağzına damlat. Bu sırada ani hipotansiyona karşı dikkatli ol. Yine düşmezse
perlinganit tak. Perlinganit takılı hasta yakından gözlenmelidir.
Kapril
bir ACE inhibitörüdür. Nidilat bir kalsiyum kanal blokeridir. Perlinganit bir
nitrattır.
Genelde
insülin kullananlarda ya da uzun süreli açlıkta olur.
1.
20 cc % 10 dekstroz puşe olarak ver.
2.
Ardından %5 dekstroz da 1 saatte gitsin.
3.
15 dkda bir kan şekeri takibi.
4.
Düzelmezse tekrar 20 cc %10 dektroz
puşe.
Ya da:
1.
1000 cc %5 dekstroz takılır. Veya 100 cc
%20 dekstroz takılır.
2.
Bilinci açıksa şeker yedirilebilir.
3.
Duruma göre gerekirse Glukagon 1 amp IV
/ IM yaptırılabilir.
Diastolik
> 60 mmHg olmalı. Hastada MI? AV blok? Diseksiyon? İhtimali göz önünde
bulundurulmalıdır. EKG çekilir, damaryolu açılarak 1000 cc SF takılır. Düzenli
aralıklarla tansiyon ölçülür. Gerekirse 500 cc SF daha takılabilir. Muayene
edilerek ipucu aranır. Duruma göre CPR gerekebilir. En kısa zamanda sevk
edilmelidir.
Önce
hidrasyon yapılır, insülin yapılmaz. 1 saat kadar 1000 cc SF verilir. Ardından
kan şekeri ölçülür, 200 ün üstündeyse 0.1 ünite/kg dozunda insülin subkutan
olarak yapılır. Hasta hipoglisemi riski nedeniyle kontrol altında tutulmalıdır.
Hipoglisemiye girerse hemen 20 cc % 10 dekstroz puşe olarak yapılır. Çok
belirgin bir glukoz yüksekliği yoksa ertesi gün polikliniğe gelmesi önerilerek
tedavi verilmeden gönderilebilir.
Genelde
ağlayan huzursuz bebeklerdir. Genel muayene yapılır. Muayene ve tahliller
normalse ilaç verilmez. Aileye gazını çıkartması öğretilir. Gönderilir. (metsil
isimli ilaç infantil kolikte sık verilmesine rağmen prospektüsünde infantil
kolikte verilmez diye yazıyor.)
1.
% 100 oksijen verilir.
2.
Mümkünse 10 mg diazem sulandırılarak IV
olarak yaptırılır. IM olarak yapmak daha pratik olsa da kas içine yapıldığında
diazemin vücuda salınımı düzensiz olur. Ve ani bir salınım solunum depresyonuna
neden olabilir. Zorunlu hallerde seçilmelidir.
3.
Düzelmezse 1 mg dormicum sulandırılarak
yapılabilir.
1.
Mümkünse hemen kan gazı ölçümü
yapılmalıdır. Mümkün değilse onun yerine pulse oksimetre ile de oksijenlenme
durumu değerlendirilebilir. Tedavinin amacı SaO2 değerini %90, PaO2 değerini
ise 60 mmHg üzerine çıkarmaktır. Çok şiddetli ve kronik hiperkapnik hastalarda
PaO2 daha düşük seviyede (55 ile 60 mmHg arasında) tutulabilir.
2.
Hemen ventolin + pulmicort verilir.
3.
Oksijen verilir (2 L/ dk) – daha fazla
değil. (sebebi aşağıda yazılı.)
4.
Düzelme olmazsa ventolin 20 dk sonra
tekrarlanabilir. En fazla üç doz tekrarlanabilir. Daha fazla verilmez çünkü
fazlası ters etki yaparak solunum sıkıntısını arttırabilir.
5.
Düzelmezse 100 SF içine 1 amp
aminokardol (etken maddesi teofilin) katılarak 30 dk’da verilir. Teobag (bunun
da etken maddesi teofilin) şeklinde hazır solüsyon halinde varsa o da
takılabilir. Teofilin takılıyken hasta gözlem altında tutulmalıdır. Çünkü
ilacın terapötik aralığı çok dardır. Olası bir yan etkide ilaç durdurulmalıdır.
(Doz aşımı belirtileri: B ulantısı, kusma,
titremeler, huzursuzluk, düzensiz kalp atışları, nöbet olabilir.)
6.
Hastanın solunum sıkıntısı düzeldikten
sonra pürülans, ateş gibi enfeksiyon bulguları varsa antibiyotik verilerek
taburcu edilir. Çoğu KOAH alevlenmesinin altında enfeksiyon vardır. Bu
bulguların olmadığı hafif ve orta ataklarda antibiyotik tedavisi gereksizdir.
Ancak ağır ve sık tekrarlayan tüm KOAH akut ataklarının tedavisine antibiyotik
eklenmesi iyi olur.
§
Tipikse: Zinnat
500 mg tb 2×1 (10gün)
§
Atipikse: Moxitec 400 mg tb 1×1 (5 gün)
Solunum
sıkıntısı başka sebeplere de bağlı olabilir. Mesela pulmoner emboli olabilir. Veya
anemi nedeniyle olabilir. Bu durumlarda ventolin pulmicort ile hasta
rahatlamaz. Dikkat edilmelidir. Her hastada EKG görülmesi iyi olur.
Normalde
beyin sapındaki solunumu yöneten merkez, solunum sayısını ve derinliğini
kandaki karbondioksit miktarına göre ayarlar. Karbondioksit artınca solunum da
arttırılarak kandaki karbondioksit miktarı azaltılmaya çalışılır. Fakat KOAH’lı
hastalarda kronik karbondioksit birikimi olduğu için solunum merkezinde
karbondioksite duyarlılık azalmıştır. Bu hastalarda karbondioksit ne kadar
artsa da solunumu hızlandıramaz. Bu nedenle solunumun devamı oksijen miktarına
göre ayarlanmak zorunda kalır. Bu hastalarda oksijen azlığı solunumun artmasına
sebep olur.
Yani
sağlıklı insanlarda solunumun devamı karbondioksit artışına göre ayarlanırken
KOAH’lı hastalarda oksijenin azlığına göre ayarlanır. Fazla oksijen verilmesi
solunumu deprese edebilir.
Baş
ağrısı, papilödem, fışkırır tarzda kusma olur. KİBAS serebral iskemiye ve
herniasyona neden olur. Acildir. Bu nedenle tanınması önemlidir.
1.
%20 mannitolden 1-2 gr/kg IV hızlıca
ver.
2.
Lasix 1 mg/kg (IV) ver.
3.
Hemen sevk et.
Erişkinde
ense sertliği, başağrısı, ateş, bilinç bulanıklığı, iştahsızlık, halsizlik,
konvülziyonlar olur. Muayenede 3 ay üstündeki çocuklarda meninks irritasyon
bulguları olur, fakat 3 ay altında olmaz. 3 ay altında fontanel kabarıklığına
ve yenidoğan reflekslerinin kaybına bakılır.
Erişkin:
1.
Öncelikle maske ile kendini ve
çevredekileri koru!
2.
Rocephin (içinde seftriakson yani 3.
kuşak sefalosporin var) 1 gramlık flakondan iki flakonu birden ( toplam 2 gr)
IV olarak ver
3.
Oksijen ver
4.
500 cc SF 2 saatte gidecek şekilde ver
5.
Kasılma olursa 10 mg diazem
sulandırılarak IV olarak yaptırılır.
6.
Sevk et
7.
Hastaya yakın temasta olanlara
profilaksi ver: erişkin için rocephin ¼ flk (IM) à 0,25 gr veya cipro 500 mg tb
1×1 (tek doz), allerji varsa: kemicetine 1gr flk 1×1 IV, çocuk için: rocephin
1/8 flk (IM) à 0,125 gr allerji varsa kemicetine 25 mg/kg 1×1 IV
Çocuk:
1.
Öncelikle maske ile kendini koru!
2.
Rocephin 50 mg/kg 1×1 IV ver
3.
Oksijen ver
4.
20 ml/kg SF 1 saatte gidecek şekilde ver
5.
Kasılma olursa 5 mg diazem
sulandırılarak IV olarak yaptırılır.
6.
Sevk et
7.
Hastaya yakın temasta olanlara
profilaksi ver: erişkin için rocephin ¼ flk (IM), 0,25 gr veya cipro 500 mg tb
1×1 (tek doz), allerji varsa: kemicetine 1gr flk 1×1 IV, çocuk için: rocephin
1/8 flk (IM)
0,125 gr
allerji varsa kemicetine 25 mg/kg 1×1 IV
1.
EKG çek, kardiyak markerlar ve
elektrolitler için kan örneği gönder.
2.
Oksijen ver
3.
300 mg aspirin çiğnet
4.
Tansiyonu < 110 mmHg değilse İsordil
5 mg dilaltı tb ver. (10 dk’da bir tkr verilebilir. Max 9 tb. İsordil
hipotansiyon yapabilir, dikkatli ol.)
5.
Ağrısı için morfin 10 mg (subcutan)
yapılabilir. Çünkü ağrının fazla olması hemodinamik durumu daha fazla
bozabilir. Yapılırken dikkatli olunmalıdır. Solunum depresyonu yapabilir.
Pupillerde simetrik bir şekilde daralma görülür (iğne ucu pupil). Bu durumda
hemen nalokson yapılmalıdır. Morfin Anterior MI’da verilmemelidir.
6.
Damaryolu açık kalacak şekilde anjio
yapılabilecek bi merkeze sevk et.
7.
MI gibi ağrısı olan fakat EKG normal
çıkan hastalara yarım saatte bir EKG ve kardiyak enzim kontrolü yapılmalıdır.
Hastalarda
bulantı, ışığa gürültüye hassasiyet olur. Hastanın GİS ülseri yoksa dikloron IM
yaptır
Reçete
olarak:
1.
Avmigran tb 1×1 (ilk 3 gün)
2.
Devamında sandomigran 1×1
Avmigran
sadece migren ataklarını geçirir. Atakların oluşmasını engellemez yani
profilakside yeri yoktur. Sandomigran ise atakları geçirmez, sadece profilaksi
için kullanılır.
Bir gebede
tansiyon yüksekliğine ek olarak proteinüri ve ödem saptanırsa bu hastaya
preeklampsi tanısı konur. Bunlara ek olarak bir de konvülziyon varsa eklampsi
tanısı konur. Eklampside hasta hemen doğurtulmalıdır. Tansiyonu yüksek olmasına
rağmen 220 mmHg’yi geçmedikçe antihipertansif verilmemelidir. Diüretik
kontrendikedir. 10 mg diazem ve 6 gr MgSO4 yapılmalı (hastada idrar çıkış yoksa
Mg yapılmamalıdır.)
Preklampsi/eklampsinin
ilçe acilinde tedavisi ve takibi pek mümkün değildir. İmkanlar kısıtlıysa
preeklampside hasta sadece damaryolu açılarak sevk edilmelidir. Kasılması varsa
mümkünse diazem ve MgSO4 yapılarak sevkedilmelidir.
Hastada
DVT bulguları da olabilir. Yani bacakta ağrı, şişlik, homans bulgusu (ayak
dorsifleksiyonunda ağrı). Pulmoner damarlarda emboli olan hastada ani
başlangıçlı nefes darlığı olur. Öksürük ve hemoptizi olur. Göğüs ağrısı olur.
MI gibi sanılabilir. Fakat EKG’de MI’a özgü bulgular olmaz. Akciğer grafisinde
pek bir bulgu olmaz. Ancak üzerinden uzun zaman geçmişse infarkta bağlı tabanı
periferde olan beyaz çadır gibi görüntü olur.
1.
Oksijen verilir
2.
1 flakon nevparin veya 6000-8000 ünite
clexan yapılır.
3.
Sevk edilir.
Renal
kolikte önemli olan şey, bulguların akut batınla ayrımının yapılmasıdır. Çünkü
akut batın acil cerrahi gerektirir fakat renal kolik için cerrahi gerekmez.
Anamnez, muayene ve tahlil sonuçlarında ani başlangıçlı ağrı, defans/ rebound
varlığı, lökositoz, grafide hava sıvı seviyesi, diafram altı serbest sıvı
varlığı akut batını destekler. IV sıvısı takılı şekilde ve nazogastrik sondayı
da takıp mideyi biraz boşaltarak hiç bir ilaç vermeden sevk et. NG takılmakta
zorluk çekiliyorsa bu basamak atlanabilir.
Eğer
yukardaki bulgular olmadan, yavaş başlangıçlı ağrı, kostovertebral açı
hassasiyeti, TİT’te eritrosit, grafide taş varsa, kramp tarzında gelip geçen
ağrı varsa renal kolik ihtimali yüksektir. Bu durumda 100 cc SF içine 1 amp
buscopan koyup IV olarak ver. Yarım saat sonra ağrısı devam ederse 1 amp
dicloron (IM) yaptır. Ateşi varsa idrar yolu enf eklenmiş olması ihtimali
nedeniyle antibiyotik ver. Şu reçeteyi yazarak gönderilebilir:
1.
Amoklavin 1000 mg tb 2×1 (7gün)
2.
Buscopan tb 3×1
3.
Parol tb 4×1
Sıvı
tedavisinde kullanılan çözeltiler içindeki moleküllerin büyüklüğüne göre ikiye
ayrılır; kristalloid (küçük partiküllü), kolloid (büyük partiküllü).
Kristalloidler:
Yani SF,
RL ya da dekstroz çözeltileri gibi küçük partiküllü sıvılar daha çok hem sıvı
hem elektrolit kayıplarının birlikte görüldüğü durumlarda tercih edilir.
Elektrolit içerikleri ve oranları farklı olan isolyte M, isolyte S, isolyte P
gibi solüsyonlar da kristalloiddir.
Kolloidler:
İse büyük
partiküllü olduğu için bulundukları yere suyu çekerek damar içi volümün
artmasına daha çok yardımcı olur. Yani büyük kan kayıplarında kullanımı volüm
kaybının dengelenmesini sağlar. Bunlar dekstranlar (örn: macrodex), jelatinler
(örn: gelofusine), veya kısaca HES denilen hidroksietil nişastalardır (örn:
hemohes).
Kan
kayıplarında kristalloid de kolloid de verilebilir fakat 1000 cc kolloidin
yaptığını ancak 4000 cc kristalloid yapabilir. Yani aynı etki için fazla
miktarda kristalloid verilmesi gerekir. Bu hem pratik değildir hem de doku
ödemine yol açabilir. Bu nedenle ciddi kan kayıplarında kolloidler tercih
edilmelidir. Ciddi olmayan sıvı elektrolit kayıplarında ise SF gibi
kristalloidler seçilmelidir. 15 yaş altındaki çocuklara solüt yükü daha az olan
sıvılar verilir. Örneğin 1/3 izomix. (izomix = dekstroz ve SF karışımıdır.
İçinde %3 dekstroz ve % 0,3 SF vardır.). Yetişkinlere SF verilir. Ayrıca içinde
dekstroz ve SF’in değişik oranlarda karışım halinde bulunduğu sıvılar da hazır
olarak vardır. SF izotoniktir. %5 dekstroz hipotoniktir.
Na:
127-147
arasında ise normaldir. Normal sınırlar dışına çıkarsa nörolojik bulgular ön
plana çıkar. Hiponatremi ya da hipernatremi gibi durumlar hızlı bir şekilde
düzeltilmemeli, tedavi saatlere yayılmalıdır. Yoksa sinir sistemine ciddi
zararı olur.
K:
3,5 – 5,1
arasında ise normaldir. Normal sınırlar dışına çıkarsa kardiyolojik ve kas
iskelet sistemiyle ilgili bulgular ön plana çıkar. Potasyum düşüklüğünde eğer
düşüklük hafifse yani 3.0’ın altına inmemişse oral potasyum tercih edilmelidir.
Oral alımın mümkün olmadığı durumlarda ya da 3’ün de altına inen durumlarda
paranteral potasyum verilir.
Ca:
8,5 –
11,5 arasında ise normaldir. Normal sınırlar dışına çıkarsa kardiyolojik ve kas
iskelet sistemiyle ilgili bulgular ön plana çıkar.
Nörolojik
yönden anormallik (görme alanında ani bozulma, kas güçsüzlüğü, bilinç kaybı,
ani konuşma bozukluğu vb) olan her hastada beyin damarlarında tıkanma veya
yırtılma ihtimali akla gelmelidir ve hemen nörolojik muayene yapılmalıdır.
Nörolojik muayenede saptanan anormallikler ve vücudun sağ ve sol yanı arasında
farklı muayene bulgularının olması SVO ihtimalini arttıran bulgulardır.
Hastanın en kısa zamanda büyük bir hastaneye sevki yapılmalıdır. Damar yolu
açılıp gerektiğinde entübasyon yapabilecek ekip eşliğinde sevk edilmelidir.
Hastada hemoraji ya da tromboz olduğu konusunda kesin ayrım yapılana kadar
aspirin veya clexane gibi pıhtı engelleyici ilaçlar verilmemelidir. Durumu daha
da kötüleştirebilir. Beyin perfüzyonunun bozulduğu durumlarda bu durumun
düzelmesi amacıyla tansiyon biraz yükselir. Bu nedenle SVO’da hafif
yüksekliklerde tansiyon düşürülürse beyin perfüzyonu daha da kötüleşir, yani
tansiyon düşürülmemelidir çok yüksek değilse.
Vücuttaki
bazı durumlarda bağışıklık sistemi tamamen uyarılarak yaygın bir inflamatuar
yanıt oluşabilir. Kalp hızlanır, solunum hızlanır, hastanın ateşi çıkabilir
veya vücut sıcaklığı normalden daha düşük olabilir. Hipoksi olur, hastanın
idrar çıkışı azalır. Bu duruma sistemik inflamatuar yanıt sendromu yani SIRS
denir. Yukarıdaki belirtiler kesin SIRS tanısı koydurmaz fakat şüphelendirir.
Enfeksiyon, travma, yanık veya akut pankreatit SIRS nedeni olabilir. Eğer
SIRS’in nedeni herhangi bir enfeksiyon ise bu duruma sepsis denir.
Sepsisten
şüphelenmek için bakılacak belirtiler:
Kanıtlanmış
veya şüphelenilen bir infeksiyon varlığı ve aşağıdakilerden bir kısmının
varlığı:
Genel
kriterler: ateş (> 38.3°C), hipotermi
(< 36°C), kalp hızı > 90/dakika, takipne, bilinç değişiklikleri, belirgin
ödem veya pozitif sıvı dengesi (24 saatte > 20 mL/kg), hiperglisemi
(diyabeti olmayan bir hastada plazma glikoz düzeyi > 120 mg/dL).
İnflamasyon
belirteçleri: lökositoz (> 12.000/mm3),
lökopeni (< 4000/mm3), CRP artışı.
Hemodinamik
belirteçler: hipotansiyon (sistolik kan basıncı
< 90 mmHg, veya sistolik kan basıncında 40 mmHg’dan fazla düşme)
Organ
fonksiyon bozuklukları: arteryel
hipoksi (PaO2/FiO2 > 300), akut oligüri (idrar çıkışı < 0.5 mL/kg/saat),
kreatinin artışı > 0.5 mg/dL, koagülasyon bozuklukları (INR > 1.5 veya
aPTT > 60 saniye), ileus (bağırsak seslerinin olmaması), trombositopeni
(trombosit sayısı < 100.000/mm3), hiperbilirubinemi (plazma total bilirubin
> 4 mg/dL).
Doku
perfüzyonu: Kapiller geri dolumda azalma
(tırnak yatağına bastırılıp çekilerek kanın geri doluşuna bakılı. 2 saniyeden
fazla olmamalıdır.
İlçelerde
acil servislerde enfenksiyon bulgusu varlığında yukarıdaki bulgulardan bazıları
varsa sepsisten şüphelenilmeli ve hastanın vital bulguları desteklenerek iki
tane damaryolu açılarak sevk edilmelidir.
Hipotansiyon
eklenir ve sıvı verilmesine rağmen tansiyon normal değerlere gelmezse hasta
septik şoka girmiş demektir.
Sevk
ederken yapılacaklar:
1.
Solunum yolları açık tutulur gerekirse
oksijen verilir; oksijen verilmesine rağmen hipoksi düzelmiyor veya solunumsal
asidoz gelişiyorsa mekanik ventilasyon uygulanmalıdır.
2.
Hipovolemi varsa replasman
kristalloidler veya kolloidlerle yapılabilir.
3.
Kalbin pompa fonksiyonunun ve dolaşımın
sağlanması için sempatomimetikler kullanılır. Bunlar kalbin kasılma gücünü
arttırarak ve vasokonstrüktor etkileri ile hayati organlara uygun kan akımını
sağlarlar. Bu gruptaki ilaçlar adrenalin, dopamin (dopaminin damar dışına
infüzyonundan kaçınılarak büyük venlere infüze edilmelidir. enfüzyon sırasında
cilt ve ekstremitelerin ısı ve renklerindeki değişmeler dikkatle izlenmelidir.
Bu gibi durumlarda infüzyona devam edilmesine yarar/zarar oranının iyi
değerlendirilmesiyle karar verilir.) ve dobutamindir. Bu ilaçların etkili
olabilmesi için öncelikle hipovoleminin düzeltilmesi gereklidir.
4.
Bunlar tüm diğer şok türlerinde de
yapılacak ilk müdahalelerdendir.
Hipoglisemi
hipotansiyon, aritmi, MI, epilepsi nedeniyle olabilir.
1.
Kan şekeri ve tansiyon bakılmalıdır.
2.
EKG çekilmelidir.
3.
Nörolojik muayene yapılmalıdır.
4.
Hemogram biyokimya ve kardiyak enzimler
için kan gönderilmelidir.
5.
Kan şekeri düşükse 10 cc %10 dekstroz
bolus olarak yapılmalı ve ardında 100 cc %5 dekstroz infüzyon şeklinde
yapılmalıdır.
6.
Hipotansiyon varsa 500-1000 cc SF yapılmalıdır.
7.
Genç hastaysa, vitalleri, tahlilleri ve
EKG normalse kendisini iyi hissediyorsa dahiliye polikliniğine gelmek üzere
taburcu edilebilir.
1.
10 mg diazem sulandırılarak IV olarak
yapılır. (mümkün değilse IM de yapılabilir.)
2.
500 cc % 5 dekstroz içine 5 mg diazem
katıp IV infuzyon olarak ver.
3.
Oksijen ver
4.
Diazeme rağmen düzelme olmazsa 2 mg
dormicum’u 10 ccye sulandırarak ver.
Dokuların
yeterince perfüze olamamasıdır. Tansiyon düşer veya yükselir, solunum sayısı
artar. Hastaların dolaşım ve solunumu değerlendirilmelidir.
Dolaşım
için şunlara dikkat edilir:
Eğer el
ve ayaklarda nabız normalse diğer organlarda da dolaşım var demektir. Tırnağa
bastırılarak kapiller dolaşım zamanına bakılması da iyi bir göstergedir.
Kapiller dolum zamanı en fazla 2 saniye olmalıdır. Eğer 2 saniyenin üstündeyse
yeterli kardiak output yok ve beyin kanlanmıyor demektir, hasta nöbet
geçirebilir.
Solunum
değerlendirilmesi için:
Periferik
siyanoz olup olmadığına bakılır. Bunun için tırnak yatağına bakılır. En
belirgin göstergedir. Mor ise oksijen yetersiz demektir.
Akla
hipoglisemi, SVO, zehirlenme, travma, hipotansiyon gibi durumlar gelmeli ve
ayırıcı tanı yapılmalıdır. Sebebi bilinmeyen tüm şuur bozuklukları adli vakadır
ve adli rapor tutulmalıdır.
1.
Kalp ve akciğer kontrol edilmelidir.
2.
Bilinç bozuksa aspirasyon olmasın diye
dikkat edilmelidir.
3.
Solunum kötüyse entübe edilmelidir.
4.
Oksijen ver.
5.
50 ml %20 dekstroz IV puşe olarak yap.
6.
Hastada alkolizm veya beslenme
yetersizliği düşünülüyorsa dekstrozla bilrlikte 100 mg tiamin (B1 vitamini) IV
olarak yapılmalıdır. Yoksa hastada Wernicke enselapatisi gelişebilir.
7.
0,4 – 0,8 mg IV nalokson yap. (narkotik
ilaç aşırı dozuna bağlı bilinç bozukluklarını düzeltir.)
1.
EKG çek.
2.
100 cc SF içine yarım amp diltizem
katılır. Monitorize ederek ver.
3.
Düzelmezse doz tekrarlanabilir.
4.
Yine düzelmezse 5 mg beloc IV olarak 5
dakikada gidecek şekilde yapılır. 5 dakika sonra tekrarlanabilir.
Hastanın
solunumu dolaşımı kontrol edilir, pupillerine bakılır. Gerekli muayene
yapıldıktan sonra eğer kafa travması varsa hasta en az 6 saat gözlenir. Bulantı
kusma uykuya eğilim nörolojik muayenede anormallik olursa damaryolu açılarak
sevk edilir. Eğer multipl travmalı hasta ise, mesela ciddi bir trafik kazası
ise veya ciddi kafa travması varsa erişkine 1000 cc SF, çocuğa 20ml/kg sıvı
takılır, belirgin bir kanama odağı varsa önce basınçlı tampon yapılır, yeterli
gelmezse turnike uygulanabilir. Turnike her yarım saatte bir gevşetilmelidir.
Ve hemen sevk edilir. Trafik kazaları ve diğer şüpheli olan travmalar adli vaka
olarak kabul edilmelidir ve adli rapor tutulmalıdır.
Avil +
dekort amp IM olarak yapılır (erişkine 1’er amp, çocuğa yarımşar amp, çok küçük
çocuğa çeyrek amp)
Reçete
olarak erişkin:
Xyzal tb
1×1
Reçete
olarak çocuk:
Avil
şurup 1 mg/kg günde bir kez
Hastanın
bulguları ilerleyip solunumda soruna neden olursa hasta anafilaksiye giriyor
demektir. Adrenalin hazır tutulmalıdır.
Öncelikle
hastanın gebe olup olmadığı önemlidir. Gebe ise meydana gelen kanama düşük
tehdidi nedeniyle olabilir. USG yapılabilecek bir merkeze hemen sevk
edilmelidir. Gebe değilse kanamanın miktarı önemlidir. Eğer sızıntı şeklindeyse
hasta rahatlatılarak polikliniğe yönlendirilir. Kanama fazla ise damaryolu
açılarak hastaya 1000 cc ringer laktat takılır. Hemogram takibi yapılır ve
anemiye yol açmışsa veya kanama kontrol altına alınamaz ve volüm açığına sebep
olursa sevk edilir.
Eğer
sadece kızarıklık varsa bu 1.derece yanıktır. Tedaviye gerek yoktur, ağrısı
varsa ağrı kesici verilir. Eğer bül oluşmuşsa, epidermiş dermis hasarlanmıştır,
2.derecedir. Büller kesinlikle kaldırılmamalı, doğal pansuman olarak
kullanılmalıdır. Böylece daha hızlı iyileşir ve daha az iz kalır. Anestol ve
furacin krem gazlı beze emdirilerek nemli bir pansuman hazırlanır ve pansuman
yapılır, hastaya pansumanını iki günde bir yeniden yaptırması söylenir.
Çocuklardaki pansumana silverdin sürülmez, sadece yetişkinlere sürülür. Pansumana
rifampin ampul de kırılarak gazlı beze eklenebilir.
Hastaya
mutlaka tetanoz aşısı yapılmalı ve antibiyotik reçete edilmelidir. (amoklavin
625 mg tb 2×1 – 7gün, çocuksa 6 yaş altında amoklavin 200 mg 2×1 – 7gün, 6 yaş
üstüne amoklavin 400 mg 2×1 – 7gün). Eğer hastada 3.derece yani ağır yanık
varsa kas tabakasına kadar hatta daha derinlere kadar etkilenme var demektir.
Hastada sinir uçları yanmış olduğu için ağrı olmaz. Çok su kaybeder. Hemen
damaryolu açılarak ringer laktat takılır. Yanan ekstremite elevasyona alınır ve
hasta hipotermiden korunmaya çalışılır. Foley sonda takılıp tetanoz aşısı
yapılarak hemen sevk edilir.
Sıcak su dökülmesiyle oluşan yanıklar 2. derecedir. Güneşte kalmayla
oluşan kızarıklık 1. derecedir. Fakat bül oluşmuşsa 2.derece olmuş demektir.
Alev yanıkları 3. dereceye kadar ilerleyebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder